Ceza Hukuku

Terk Suçu

Terk Suçu (TCK 97)

Terk suçu, yaşı veya hastalığı nedeniyle kendini idare edemeyecek durumda olan ve bu nedenle koruma ve gözetim yükümlülüğü altındaki bir kimsenin kendi hâline bırakılması ile oluşur. Türk Ceza Kanunu’nun 97. maddesi, basit terk hâlini bağımsız suç olarak düzenler; sonuçta hastalık, yaralanma ya da ölüm meydana gelirse neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâl gündeme gelir. Genel ceza yargılaması çerçevesi için Ceza Davaları yazımıza da bakabilirsiniz.

Terk suçu: bakımsız bırakılan çocuk, ebeveyn

Terk Suçu Unsurları

Fail ve mağdur: Fail, mağdur üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişidir. Bu yükümlülük kanundan, sözleşmeden ya da fiilî üstlenmeden doğabilir. Mağdur; çocuk, ileri yaştaki kişi ya da hastalık sebebiyle kendini idare edemeyen herkestir.

Fiilin niteliği: Suç, kişinin kendi hâline bırakılması ile oluşur. Bu davranış:

  • İcrai olabilir: Örneğin bir bebeğin bir yere götürülüp bırakılması.
  • İhmali olabilir: Örneğin hasta veya yaşlı bir kişinin evde gözetimsiz bırakılıp tatile gidilmesi.

Elverişlilik ve tehlike: Terk, mağdurun korumasız kalmasına ve somut tehlike doğmasına elverişli olmalıdır. Kısa süreli ayrılıklar ile makul, güvenli ve denetimli bırakmalar suç oluşturmayabilir; her olay somut koşulları ile değerlendirilir.

Netice sebebiyle ağırlaşma: Terk dolayısıyla hastalık, yaralanma veya ölüm meydana gelirse ağırlaşmış sonuç hükümleri uygulanır. Bu sonuçlar yönünden en az taksir aranır; çoğu olayda öngörülebilirlik belirleyicidir.

Terk Suçu Cezası

Basit şekil (TCK 97/1): Üç aydan iki yıla kadar hapis.

Ağır sonuçlar (TCK 97/2): Terk nedeniyle hastalık, yaralanma, ölüm oluşursa neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç hükümleri devreye girer ve ceza sonuca göre artar.

Terk Suçu Avukatı

Terk suçu dosyalarında erken hukuki yönlendirme sonucu doğrudan etkiler. Deneyimli bir ceza avukatı, olayın başında hızlı bir delil planı kurar; sağlık ve acil başvuru kayıtları, kamera, HTS, konum verileri, komşu ve yakınların beyanları ile sosyal hizmet ve zabıta tutanaklarını gecikmeden dosyaya kazandırır. Ardından ayrılığın süresi, bakım–gözetim ihtiyacının düzeyi ve tehlikenin öngörülebilirliği bir zaman çizelgesi ile somutlaştırılır.

Ceza avukatı, mağdur açısından barınma, danışmanlık, sağlık ve sosyal yardım gibi koruma ve destek kanallarını harekete geçirir; gerekirse tazminat yollarını planlar. Şüpheli açısından ise yükümlülüğün kaynağı, makul bakım önlemleri ve alternatif açıklamalar çerçevesinde delil güvenilirliği titizlikle incelenir. İstanbul ve çevresinde profesyonel destek için İstanbul Ceza Avukatı sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Terk Suçu – Yargıtay Kararları

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 11.09.2015, 2014/32211 E., 2015/33635 K.

  • Ölçüt – İlke: Terk suçunda “kendi hâline bırakma” şartı somut tehlike yaratacak biçimde gerçekleşmelidir. Çocuğun fiilen gözetim altında olması hâlinde terk unsuru oluşmaz.
  • Özet: Eşler arasında anlaşmazlık var. Anne evden ayrılırken çocuk bir süre baba gözetiminde, ardından anneanneye bırakılıyor. Çocuk fiilen gözetimsiz değil.
  • Uygulama: Olayda “kendi hâline terk” yok; bakım ve gözetim yükümlülüğüne aykırılık da oluşmuyor. TCK 233 kapsamında da suç unsuru saptanmamış.
  • Sonuç: Beraat onandı.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 11.09.2015, 2015/1780 E., 2015/33630 K.

  • Ölçüt – İlke: Terk suçu için “kendi hâline bırakma” gerekir; ancak bakım–eğitim–destek yükümlülüğünün ihlali TCK 233 kapsamına girebilir.
  • Özet: Velayeti babada olan çocuk, köy minibüsüyle büyükanneye gönderiliyor. Büyükanne “bakamam” diyerek kabul etmiyor; baba da çocuğu geri almıyor.
  • Uygulama: “Kendi hâline terk” unsuru oluşmadığı için TCK 97 yok; fakat baba bakım ve destek yükümlülüğünü ihlal ettiğinden TCK 233 yönünden değerlendirme gerekirken beraat verilmiş.
  • Sonuç: Bozma.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 18.02.2021, 2020/27941 E., 2021/4925 K.

  • Ölçüt – İlke: Yaşlı veya yürüyemeyen kişinin fiilen gözetimsiz bırakılması, komşuların temel ihtiyaçları karşılaması gibi geçici destekler olsa da terk olarak nitelenebilir; TCK 97 öncelikle tartışılmalıdır.
  • Özet: Sanık, hareket kabiliyeti kısıtlı kişiyi köye bırakıyor; ilgilenmiyor. Muhtar ve jandarma tutanağı, mağdurun yalnız yaşadığını ve yürüyemediğini gösteriyor; ihtiyaçlar komşularca karşılanmış; kişi evde vefat ediyor.
  • Uygulama: Mahkeme, TCK 233/1 üzerinden “şikâyet yokluğu” ile düşme kararı vermiş; oysa dosya TCK 97 (terk) bakımından tartışılmalıydı. Ağır netice ihtimali de gözetilmeliydi.
  • Sonuç: Bozma.

Terk Suçu – Sık Sorulan Sorular

Terk suçu nedir?

Terk suçu, koruma ve gözetim yükümlülüğü altındaki, yaşı veya hastalığı nedeniyle
kendini idare edemeyen kişiyi kendi hâline bırakmaktır. Fiil icrai
şekilde de, ihmali şekilde de işlenebilir.

Kimler fail olabilir?

Mağdur üzerinde kanundan, sözleşmeden veya
fiilî üstlenmeden doğan bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan herkes fail olabilir.

Kısa süreli ayrılıklar suç sayılır mı?

Olayın koşulları belirleyicidir. Güvenli, denetimli ve
makul bir ayrılık terk kapsamında olmayabilir. Kişinin
tehlikeye elverişli biçimde bırakılıp bırakılmadığına bakılır.

Çocuğu veya yaşlıyı evde yalnız bırakmak her zaman suç mudur?

Her zaman değil. Yaş, hastalık, engellilik gibi
kriterler ile süre, yer ve denetim imkânı birlikte
değerlendirilir. Tehlikeye elverişli bırakma varsa terk suçu oluşabilir.

Terk suçu cezası nedir?

Basit hâlde 3 ay ile 2 yıl arasında hapis öngörülür. Terk nedeniyle
hastalık, yaralanma veya ölüm meydana gelirse
neticesi sebebiyle ağırlaşmış hükümler devreye girer ve ceza neticeye göre yükselir.

Hangi deliller önemlidir?

Sağlık ve acil başvuru kayıtları, kamera,
HTS ve konum verileri, komşu ve yakın tanık beyanları,
sosyal hizmet ve zabıta tutanakları, olayın akışını gösteren
zaman çizelgesi önem taşır.

Terk suçu avukatı ne yapar ve ne zaman başvurmalıyım?

Hemen başvurun. Deliller hızlı kaybolur. Avukat koruma ve destek mekanizmalarını
devreye alır, delil paketini toplar, zaman çizelgesi kurar,
mağdur için güvenlik ve tazminat yollarını, şüpheli için savunma stratejisini hızla oluşturur.

Loading

Bir yanıt yazın

Avukatı Ara