Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu (TCK 112)
Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu TCK 112, Türkiye’de eğitim ve öğretim hakkını ceza hukuku düzeyinde koruyan temel hükümdür. Cebir, tehdit ya da hukuka aykırı başka bir davranışla; devletçe kurulan veya kamu izniyle yürütülen eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yapılmasına, kişinin eğitim ve öğretim hakkını kullanmasına (okula gitmesi, sınava girmesi, kursa katılması) ya da öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara ve eklentilerine girilmesine veya orada kalmasına engel olunması hâlinde bu suçun şartları gündeme gelir. Burada korunan hukuki değer yalnızca “okula gitmek” değildir; eğitim faaliyetinin düzenli yürütülmesi, kurumun işleyişi ve kişinin bireysel eğitim hakkı birlikte korunur. Genel çerçeve için ceza davaları yazımızı inceleyebilirsiniz.

Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu Unsurları
Konu ve taraflar: Korunan değer; kişinin eğitim ve öğretim hakkı, eğitim kurumlarının düzenli ve kesintisiz işleyişi ile öğrencilerin toplu kaldıkları yerlere erişimidir. Bu suçun mağduru gerçek kişidir. Eğitim faaliyeti yürüten okul, üniversite, kurs veya yurt ise suçtan zarar gören sıfatıyla dosyada yer alabilir. Fail yönünden özel bir sıfat aranmaz.
Hareket (tipiklik): TCK 112 kapsamında suçun hareket unsuru, eğitim ve öğretim faaliyetinin ya da kişinin eğitim hakkını kullanmasının hukuka aykırı olarak engellenmesidir. Bu engelleme; devlet veya kamu iznine dayalı eğitim kurumlarının faaliyetini durdurma, öğrencinin eğitim gördüğü ya da toplu olarak kaldığı binaya veya eklentisine girişini önleme ya da orada kalmasını engelleme şeklinde ortaya çıkabilir. Korunan alan; resmî veya özel okullar, üniversite ve yükseköğretim kurumları, kamu izniyle yürütülen kurslar ve halk eğitim merkezleri ile öğrencilerin toplu kaldığı yurt ve benzeri yerlerdir. Bu nitelikte olmayan alanlarda ise fiil çoğu zaman tehdit, hakaret veya görevi kötüye kullanma hükümleri çerçevesinde değerlendirilir.
Kanun, bu engellemenin cebirle, tehditle veya hukuka aykırı başka bir davranışla yapılmış olmasını arar. Dolayısıyla fiilî güç kullanılması, eğitim hakkını ortadan kaldırmaya elverişli tehditte bulunulması veya yetkiye dayanmayan ya da idari görünüm altında gerçekleştirilen engelleyici işlemler bu unsurun gerçekleşmesi için yeterlidir. Bu üç yoldan birinin varlığı hâlinde hareket unsuru oluşur.
Nitelikli haller – TCK 119: Suçun;
- Silahla,
- Kişinin kendisini tanınmayacak hâle koyması suretiyle, imzasız mektup veya özel işaretlerle,
- Birden fazla kişi tarafından birlikte,
- Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin korkutucu gücünden yararlanılarak,
- Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle
işlenmesi hâlinde verilecek ceza ağırlaştırılır. Suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış halleri meydana gelirse, ayrıca kasten yaralama hükümleri uygulanır (TCK 119/2).
Manevî unsur: Kast zorunludur. Fail, yaptığı hareketin eğitim ve öğretim hakkını engellediğini bilerek ve isteyerek hareket etmelidir. Gerçekten mevzuata uygun bir güvenlik tedbiri veya idarenin disiplin yetkisi kapsamında yapılan, eğitim hakkını ortadan kaldırma kastı içermeyen işlemlerde suç oluşmaz.
Şikâyet ve uzlaşma: Eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi suçu şikâyete bağlı değildir; savcılık resen soruşturur. Uzlaşma kapsamında yer alan suçlardan da değildir.
Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu Cezası
Temel ceza: TCK 112/1’e göre bu suçu işleyen kişi hakkında 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
TCK 119’daki nitelikli hâller: TCK 119/1 uyarınca bu suç;
- Silahla,
- Kişinin kendisini tanınmayacak hâle koyması, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
- Birden fazla kişi tarafından birlikte,
- Var olan veya var sayılan suç örgütünün korkutucu gücünden yararlanılarak,
- Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılarak (örneğin okul müdürü, kamu görevlisi, güvenlik personeli sıfatıyla) işlenirse verilecek ceza bir kat artırılır.
Buna göre temel ceza aralığı 2–5 yıl iken 4–10 yıl aralığına çıkabilir.
TCK 119/2 uyarınca; Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
İstanbul Ceza Avukatı – Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu
Bu tür dosyalarda ilk bakılması gereken husus olayın gerçekten eğitim veya öğretim faaliyeti saatinde olup olmadığıdır. Çünkü olay teneffüste, mesai dışında ya da o gün eğitim yapılmayan bir zamanda gerçekleşmişse TCK 112’nin uygulanması tartışmalı hâle gelir. İkinci olarak engellemenin hukuka uygun bir yetkiye dayanıp dayanmadığı incelenmelidir. Okul veya yurt yönetmeliğine uygun, güvenlik gerekçesiyle alınmış, disiplin kurulu kararıyla desteklenen bir uygulama varsa bu tür idari tasarruflar her zaman ceza sorumluluğu doğurmaz. Üçüncü olarak fiilin cebir veya tehdit içerip içermediği ortaya konulmalıdır; “bugün burada kalınmayacak” şeklindeki idari uyarılarla “girersem seni çıkarmam ya da girersen sonuçlarına katlanırsın” şeklindeki tehdit içerikli sözler aynı hukuki sonucu doğurmaz.
Son olarak da TCK 119’daki ortak nitelikli hâllerin bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli; olay toplu öğrenci hareketi sırasında mı oldu, bir memur kamu görevini kullanarak mı engelledi, silah ya da korkutucu bir güçten yararlanma var mı bunlar somutlaştırılmalıdır.
Müdafilikte genellikle olay gününe ait kamera kayıtları, okul veya yurt nöbet çizelgeleri, “o gün ders veya sınav var mıydı?” sorusunu yanıtlayan idare yazıları, öğrencinin o gün gerçekten o binada olması gerektiğini gösteren yoklama ve sınav listeleri ile olayın aslında cezayı değil disiplin yaptırımını gerektiren bir nitelikte olduğunu gösteren tutanaklar istenir. Bu veriler sağlıklı toplandığında TCK 112’nin tüm unsurlarının oluşmadığı yönünde savunma kurmak mümkün olur. Ayrıntılı bilgi için İstanbul Ceza Avukatı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu – Yargıtay Kararları
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 07.02.2017, 2016/777 E., 2017/776 K.
- Ölçüt – İlke: Eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi suçunda cebir veya tehdit kullanılması zaten suçun kanuni unsurunun içinde yer alır. Aynı eylem için ayrıca kasten yaralama hükmü kurulması gerekmez; yaralama eylemi bu suçun içinde erir.
- Özet: Sanıklar, eğitim ve öğretim hakkını engellemek amacıyla sınıfa girip, öğretim görevlisi olan mağdurun eline vurmak suretiyle yaralamışlardır. Dosya kapsamı, olayın amacının dersi yaptırmamak ve eğitimi engellemek olduğunu göstermektedir.
- Uygulama: Yargıtay, mağdurun eline vurma şeklindeki yaralama eyleminin eğitim ve öğretime engel olma suçunu gerçekleştirmek için kullanılan cebir olduğunu kabul etmiş; bu nedenle sanık hakkında ayrıca kasten yaralamadan hüküm kurulmasına gerek olmadığı, “kanuni unsur içinde kaldığı” yönünde değerlendirme yapmıştır. Yani cebir burada bağımsız suç değil, TCK 112’nin gerçekleştirilme aracıdır.
- Sonuç: Eğitim ve öğretimi engelleme suçu yönünden hüküm kurulmalı; ayrıca kasten yaralamadan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmelidir. (Kasten Yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hali söz konusu olmamıştır.)
Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 12.12.2022, 2021/44214 E., 2022/25159 K.
- Ölçüt – İlke: Eğitim ve öğretimin engellenmesi suçunun oluşması için gerçek bir eğitim faaliyetinin o gün ve o saatte fiilen devam ediyor olması gerekir. Eğitim yapılmıyorsa ya da eğitim faaliyetinin kesintiye uğradığı sabit değilse TCK 112 uygulanamaz. Özellikle müştekilerin “o gün dersler yapıldı, okul tatil edilmedi” yönündeki beyanları, suçun en temel unsurunun oluşmadığını gösterir.
- Özet: Suça sürüklenen çocuklar, okulda eğitim ve öğretimi engelledikleri iddiasıyla yargılanmıştır. Ancak çocuklar soruşturma ve kovuşturmanın tüm aşamalarında suçlamayı kabul etmemiş, müştekiler de olay günü okulda derslerin yapıldığını, eğitimin tatil edilmediğini mahkemede ifade etmiştir. Yani dosyadaki en önemli iki kaynak (sanık savunması ve müşteki beyanı) eğitim faaliyetinin fiilen engellenmediği yönündedir.
- Uygulama: Mahkemece suç tarihinde eğitim faaliyeti devam ettiğinden beraat kararı verilmeliydi.
- Sonuç: Bozma.
Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu – SSS
1) Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu nedir?
Cebir, tehdit veya hukuka aykırı başka bir davranışla okulun veya kursun faaliyetinin yapılmasına ya da öğrencinin eğitim hakkını kullanmasına engel olunmasıdır.
2) Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçunun cezası kaç yıldır?
Temel ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapistir. Silahla, birden fazla kişiyle veya kamu görevi kullanılarak işlenirse ceza artırılır.
3) Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu şikâyete bağlı mı?
Hayır. Savcılık resen soruşturur. Şikâyetten vazgeçmek tek başına davayı düşürmez.
4) Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu uzlaşmaya tabi mi?
Hayır, uzlaşma kapsamında değildir.
![]()