Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçu (TCK 121)
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu, Türk Ceza Kanunu‘nun 121. maddede düzenlenmiş olup, kişinin belli bir hakkını kullanmak için yetkili kamu makamına verdiği dilekçenin, hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi halinde oluşur. Anayasa m.74 ile güvence altına alınan dilekçe hakkı, bireyin idareye ve yargı makamlarına başvurarak hak aramasını sağlayan temel bir kamusal haktır.
Bu suç, özellikle kamu kurumlarında dilekçeyi almamak, süresinde kayda geçirmemek, “biz böyle şeyleri almıyoruz” diyerek başvuruyu reddetmek gibi uygulamalarla gündeme gelir. Vatandaşın, mahkumun, memurun ya da herhangi bir kişinin yazılı başvurusunun engellenmesi hem hak arama özgürlüğünü hem de idarenin şeffaf ve denetlenebilir olma niteliğini zedeler. (Genel çerçeve için Ceza Davaları sayfamıza da göz atabilirsiniz.)

Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçu Unsurları
Hukukî konu – taraflar: Bu suçla korunan değer, bireyin dilekçe hakkı yoluyla yetkili makamlara başvurabilmesi ve talebini kayıt altına aldırabilmesidir. Mağdur, yetkili makama başvuran herkes olabilir; vatandaş, yabancı, tutuklu, hükümlü, kamu görevlisi fark etmez. Fail ise, dilekçeyi kabul etmek veya evrak kaydına almakla görevli kamu görevlisidir; bu yönüyle suç özgü suç niteliği taşır.
Hareket (tipiklik): TCK 121/1’e göre kasten işlenebilen suç olan dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesine yönelik tipik hareket, hukukî bir neden olmaksızın dilekçeyi kabul etmemektir. Bu kapsamda: Dilekçeyi hiç almamak, evrak kaydına sokmamak veya kayıt tarihini bilinçli şekilde geciktirmek (özellikle süreli işlemlerde), suçun konusuna girer.
Hukuka aykırılık ve “hukuki neden” kavramı: TCK 121’de geçen “hukukî bir neden olmaksızın” ibaresi, dilekçenin kabul edilmemesine ilişkin meşru ret sebeplerini suç kapsamının dışında bırakmaktadır. Bunun anlamı, idarenin ya da ilgili merciin, hukuken geçerli bir gerekçeye dayanarak dilekçeyi işlemden kaldırması veya kabul etmemesi hâlinde cezai sorumluluğun doğmayacağıdır.
Bu kapsamda, dilekçenin tamamen ilgisiz veya yetkisiz bir makama sunulmak istenmesi, başvurunun kanunen öngörülen zorunlu şekil ve usullere açıkça aykırı biçimde yapılması ya da kimliği belirlenemeyen, imzasız, hakaret içeren ve mevzuat gereği hiçbir şekilde işleme alınması mümkün olmayan dilekçelerin reddedilmesi, hukuken meşru ret nedenleri olarak kabul edilmektedir.
Dolayısıyla böyle durumlarda TCK 121 kapsamında cezai sorumluluk oluşmaz. Bununla birlikte, her somut olayın kendine özgü koşulları bulunduğundan, ilgili ret gerekçesinin mevzuat, idari usuller ve kurum içi düzenlemeler ışığında ayrıca değerlendirilmesi gerekir. Böyle bir inceleme, dilekçe hakkının kötüye kullanılmasını önlediği gibi, idarenin hukuka uygun hareket etme yükümlülüğü bakımından da önem taşır.
Şikâyet ve uzlaşma: Suç, şikâyete tabi değildir; savcılık tarafından resen soruşturulur. Ayrıca uzlaşma kapsamındaki suçlar arasında da sayılmamıştır.
Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçunun Cezası
Kişinin belli bir hakkı kullanmak için yetkili makama verdiği dilekçenin hukukî neden olmadan kabul edilmemesi hâlinde, altı aya kadar hapis cezası öngörülür.
İstanbul Ceza Avukatı – Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçu
Dilekçe hakkının engellenmesi suçuna ilişkin dosyalarda en kritik unsur, başvurunun niteliğinin ve ret gerekçesinin hukuken geçerli olup olmadığının somut delillerle ortaya konulmasıdır. Bu nedenle soruşturma ve kovuşturma aşamalarında; evrak kayıt sistemleri, tarih ve sayı numaraları, nöbetçi kalem defterleri, zimmet ve havale kayıtları, kurum içi yazışmalar ile ret yazıları, ayrıca kalem ve danışma bankolarını gösteren güvenlik kamera görüntüleri gibi deliller büyük önem taşır. Dilekçeyi vermeye çalışan kişiyi gören tanıkların anlatımları ve ceza infaz kurumlarında kullanılan dilekçe toplama formları ile posta kayıtları da maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasında tamamlayıcı delil niteliğindedir.
Savunma aşamasında ise dilekçenin yetkili makama sunulup sunulmadığı, ret veya almama işleminin dayandığı yazılı mevzuat ya da kurum içi talimatların bulunup bulunmadığı, iş yoğunluğu veya sehven yaşanan yönlendirmelerin kast unsurunu ortadan kaldırıp kaldırmadığı ayrıntılı şekilde incelenir. Süreli başvurularda gecikmenin başvuranın hakkını fiilen kullanmasını engelleyip engellemediği de ayrıca değerlendirilmesi gereken bir unsurdur. Özellikle kamu görevlileri bakımından aynı eylemin disiplin veya tazminat sorumluluğuna konu olabilecek yönleri ile ceza sorumluluğu arasındaki sınırın doğru çizilmesi önem arz eder.
İstanbul ve çevresinde görülen bu tür dosyalarda, hem hak arama özgürlüğünün korunması hem de kamu görevlilerinin ceza sorumluluğunun hukuka uygun şekilde belirlenmesi açısından deneyimli ceza avukatı desteği alınması faydalı olacaktır. Bu doğrultuda İstanbul Ceza Avukatı sayfamız üzerinden profesyonel hukuki değerlendirme ve yol haritası hakkında daha detaylı bilgi edinilebilir.
Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçu – Yargıtay Kararları
- Ölçüt – İlke: Kamu görevlisinin kendisine verilen şikâyet dilekçesini “soruşturma sonucunu bekleme” gibi gerekçelerle işleme koymaması, olayın niteliğine göre görevi kötüye kullanma yanında TCK 121 kapsamında dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçunu da gündeme getirebilir. Mahkeme, disiplin soruşturması yapılıp yapılmadığını ve zamanaşımı durumunu netleştirerek bu ihtimali tartışmak zorundadır.
- Özet: Suç tarihinde Havsa Kaymakamı olan sanığın, katılanın mesai sırasında Yazı İşleri Müdürü tarafından darp edildiğine dair şikâyet dilekçesini, adli soruşturmanın sonucunu beklediğini söyleyerek işleme koymadığı, darp olayından haberdar olmasına rağmen disiplin soruşturması da başlatmadığı iddia edilmiştir. İlk derece mahkemesi, sanık hakkında görevi kötüye kullanma suçundan beraat kararı vermiştir.
- Uygulama: Yargıtay; Kaymakam hakkında gerçekten disiplin soruşturması yapılıp yapılmadığının ilgili kurumlardan sorulması, yapılmamış ise zamanaşımına uğrayıp uğramadığının araştırılması ve elde edilecek sonuca göre sanığın eyleminin TCK 121’deki dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçunu oluşturup oluşturmadığının gerekçeli biçimde tartışılması gerektiğini vurgulamıştır. Bu araştırma yapılmadan ve yeterli gerekçe gösterilmeden beraat kararı verilmesini hukuka aykırı bulmuştur.
- Sonuç: Bozma.
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu – Sık Sorulan Sorular
1) Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu nedir (TCK 121)?
TCK 121’e göre, kişinin bir hakkını kullanmak için yetkili kamu makamına yazılı dilekçe vermesine rağmen,
bu dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi veya süreli işlemlerde süresinde
verilmiş dilekçenin kabulünün geciktirilmesi, dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçunu oluşturur.
Suçun konusu dilekçedir; talebin kabul edilip edilmemesi değil, dilekçenin alınmaması yahut işleme konmamasıdır.
2) Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçunun cezası nedir?
Bu suç için altı aya kadar hapis cezası öngörülmüştür (TCK 121/1). Hakim, somut olaya göre
kısa süreli hapis cezasını erteleme veya adlî para cezasına çevirme gibi genel hükümlere de başvurabilir.
3) Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu şikâyete bağlı mıdır?
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu şikâyete bağlı değildir;
savcılık tarafından re’sen soruşturulur. Mağdurun şikâyetçi olması soruşturmayı
başlatmaya yardımcı olur ancak hukuken şart değildir.
4) Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu uzlaşma mümkün mü?
Bu suç, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde sayılan uzlaşmaya tabi suçlar arasında yer almaz.
Bu nedenle dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçunda uzlaşma kurumu uygulanmaz.
![]()