İşkence Suçu (TCK 94-95)
İşkence suçu, insan onurunu ağır biçimde zedeleyen ve ceza muhakemesinin maddi gerçeğe ulaşma amacını da bozan en ağır hak ihlallerindendir. Türk Ceza Kanunu’nun 94 ve 95’inci maddeleri işkenceyi bağımsız bir suç olarak düzenler; nitelikli halleri, netice sebebiyle ağırlaşmış durumları ve zamanaşımına ilişkin özel kuralı açık biçimde ortaya koyar. Konunun soruşturma ve kovuşturma yönleri ile pratik delil standartlarını bu sayfada özetliyoruz. Ceza yargılamasına dair genel çerçeve için Ceza Davaları rehberimize göz atabilirsiniz.
İşkence Suçu Unsurları
İşkence suçu, TCK 94’e göre esasen kamu görevlisinin gerçekleştirdiği ve insan onuruyla bağdaşmayan davranışları ifade eder. Mağdur yalnızca şüpheli veya sanık değildir; tanık ya da bir başka kamu görevlisi de bu suçun mağduru olabilir. Suçun unsurları değerlendirilirken failin kamu görevlisi olup olmadığı, eylemlerin süreklilik ve sistematiklik gösterip göstermediği ve kişinin bedensel ya da ruhsal bütünlüğüne yönelen ağır etki mutlaka incelenir. Bu yönleriyle işkence suçu, basit kötü muameleden ve eziyetten ayrılır.
TCK 94, nitelikli haller bakımından özel koruma gruplarını açıkça sayar. Fiil çocuğa, kendini savunamayacak durumda olan kişiye, gebe kadına karşı işlenirse ya da avukata ve diğer kamu görevlisine görevleri nedeniyle yönelirse yaptırım ağırlaşır. Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi de cezayı artıran ayrı bir durumdur; eylem cinsel saldırı düzeyine ulaşmışsa ilgili suç hükümleri ayrıca uygulanır. Amir konumundaki kamu görevlisinin durumu da önemlidir: işkence yapıldığını öngörmesine rağmen gerekli müdahaleyi yapmayan amir bakımından ihmali davranışla işkence gündeme gelir ve kanun bu nedenle herhangi bir indirim öngörmez.
Soruşturma aşamasında deliller belirleyicidir. Hekim raporları, muayene kayıtları, nezarethane ve gözaltı alanlarına ait kamera görüntüleri, olay tutanakları, tanık anlatımları, HTS ve konum bilgileri ile kurum içi yazışmalar birlikte değerlendirilmelidir. Dijital materyallerde yer alan kötü muameleye ilişkin veri ve görseller, olayın zaman çizelgesi ile uyumlu şekilde dosyaya sunulduğunda illiyet bağı güçlenir. Ayrıca TCK 94 kapsamında zamanaşımı işlemez; bu kural, işkence ile mücadelede etkili soruşturma yükümlülüğünün yerine getirilmesine hizmet eder. Bu nedenle, erken aşamada delillerin eksiksiz toplanması ve hak ihlallerinin tıbbi ve hukuki çerçevede belgelenmesi kritik öneme sahiptir.
İşkence Suçu Cezası
Temel ceza TCK 94/1:
Kamu görevlisi tarafından işkence suçu işlenirse üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezası verilir. Kadına karşı işlenmesi halinde alt sınır beş yıldan az olamaz.
Nitelikli haller TCK 94/2:
Fiil çocuğa, kendini savunamayacak durumda olan kişiye, gebe kadına ya da avukata ve diğer kamu görevlisine görevleri nedeniyle işlenirse sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis söz konusudur.
Cinsel yönden taciz TCK 94/3:
Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi durumunda on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası uygulanır.
İştirak TCK 94/4:
Suçun işlenişine katılan diğer kişiler kamu görevlisi gibi cezalandırılır.
İhmali davranış TCK 94/5:
İhmalle işlenen hallerde indirim yapılmaz.
Netice sebebiyle ağırlaşmış işkence TCK 95:
Mağdurda sürekli zayıflama, kemik kırığı, süreğen konuşma zorluğu, yüzde sabit iz, yaşamı tehlikeye sokan durum, erken doğum gibi sonuçlar doğarsa yarı oranında artırım uygulanır. Mağdurda iyileşmesi olanağı bulunmayan hastalık, organ işlevinin yitirilmesi, konuşma ya da çocuk yapma yeteneğinin kaybı, yüzün sürekli değişikliği, düşük gibi sonuçlar doğarsa bir kat artırım söz konusudur. Kemik kırığı halinde kırığın hayat fonksiyonlarına etkisine göre sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis verilebilir. Ölüm meydana gelirse ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası uygulanır.
İşkence Suçu Avukatı
İşkence suçu dosyalarında işin başında doğru strateji kurmak, hem etkili soruşturma hem de adil yargılanma bakımından önemlidir. Deneyimli bir ceza avukatı, ilk aşamada erken delil toplama planı kurar; hekim raporları, İstanbul Protokolü’ne uygun muayene notları, kamera ve nezarethane kayıtları, olay tutanakları, tanık anlatımları ve dijital verileri gecikmeden dosyaya kazandırır. Ardından zincir ve illiyet başlığı altında olay sırası, gözaltı ve sevk çizelgeleri, nakil kayıtları ve ayrıntılı zaman çizelgesi çıkarılarak anlatım ve görüntülerle tutarlılık test edilir. İhmali davranış ve amir sorumluluğu yönünden gözetim yükümlülüğü ile müdahale zorunluluğundaki ihlaller somutlaştırılır.
Mağdur tarafında, tıbbi ve psikolojik destek raporları, koruma tedbirleri ve tazminat yolları eş zamanlı işletilir; süreç boyunca başvurucunun güvenliği ve mahremiyeti gözetilir. Şüpheli yönünden ise savunma stratejisi temasın zamanı, meşru amaca yönelik makul tedbirler, alternatif açıklamalar, delil güvenilirliği ve dışlama ilkeleri üzerinde yükseltilir; uygun olmayan veya zinciri kopuk kayıtların dosya dışına alınması talep edilir. İstanbul ve çevresinde profesyonel destek için İstanbul Ceza Avukatı sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
İşkence Suçu – Yargıtay Kararları
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 26.03.2014, 2013/15223 E., 2014/7817 K.
- Ölçüt – İlke: İşkence; süreç içinde süreklilik ve sistematiklik gösteren, insan onuruyla bağdaşmayan, kişinin bedensel ve özellikle ruhsal yönden acı çekmesine ve irade ve algı yetisinin etkilenmesine yol açan davranışlardır. Bu nitelikler varsa kasten yaralama değil işkence gündeme gelir.
- Özet: Jandarma görevlisinin, şikâyetçiye önce tokat atması, ardından falaka uygulanarak copla ayak altına vurması; itiraf almaya dönük, ardışık ve sistematik eylemler bütünü olarak değerlendirilmiştir.
- Uygulama: Mağdurun özgür iradesiyle ifade vermesini engelleyen ağır baskı ve aşağılama tespit edilmiştir. Eylemlerin tekil değil süreçsel olduğu, psikolojik etkilerinin belirleyici olduğu vurgulanmıştır.
- Sonuç: Şartlar oluştuğu hâlde kasten yaralamadan hüküm kurulması isabetsiz bulunmuş; işkence suçu yönünden değerlendirme gerektiği belirtilmiştir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 04.06.2018, 2018/207 E., 2018/6390 K.
- Ölçüt – İlke: Cezaevi koşullarında her seferinde sistematik kötü muamele aranmaz; insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel ve ruhsal acı doğuran müdahaleler işkence kapsamına girebilir.
- Özet: Sanık cezaevi görevlilerinin müdahaleleri, mağdurun bedensel ve ruhsal acı çekmesine yol açmıştır. Dosya kapsamı ve delil takdiri bu yönde yeterli görülmüştür.
- Uygulama: Mahkemenin delilleri değerlendirme biçimi ve suç vasfını işkence olarak tayini yerinde bulunmuştur; kasten yaralama olarak nitelendirme ve zamanaşımı nedeniyle düşme görüşüne katılınmamıştır.
- Sonuç: Onama. İlk derece mahkemesinin işkence suçu kabulü ve kurduğu hüküm doğru görülmüştür.
İşkence Suçu – Sık Sorulan Sorular
İşkence suçu nedir?
Kamu görevlisinin bir kişiye insan onuruyla bağdaşmayan,
bedensel veya ruhsal acı veren, algılama ya da irade
yeteneğini etkileyen ve aşağılayan davranışlarda
bulunmasıdır. Uygulamada çoğu kez süreç halinde ve sistematik
nitelik taşır.
Kamu görevlisi olmayan bir kişi işkence suçundan sorumlu tutulabilir mi?
Evet. İşlenişe katılan diğer kişiler de kamu görevlisi gibi
cezalandırılır.
İhmali davranışla işkence mümkün müdür?
Evet. Amir konumundaki görevlinin öngörmesine rağmen müdahale
etmemesi halinde sorumluluk doğar ve cezada indirim
yapılmaz.
İşkence suçu avukatı ne yapar ve ne zaman başvurmalıyım?
Erken başvuru kritik önemdedir. Avukat, zaman damgalı hekim
raporları ve İstanbul Protokolü uyumlu muayene
kayıtları, kamera ve nezarethane görüntüleri, tanık
beyanları ve zaman çizelgesi gibi delilleri hızla toplar;
ihmali davranış ve amir sorumluluğunu somutlaştırır. Mağdur
için koruma ve tazminat yollarını işletir, şüpheli için
adil yargılanma ve delil dışlama
stratejisini kurar.